26 Şubat 2013 Salı

Berlin'den Viyana'ya: Bir Orta Avrupa Macerası...


Berlin- Prag- Budapeşte-Viyana:


Bayram tatilleri gezginler için en güzel fırsattır. Hafta ortasına denk gelen bir bayram tatilini 1-2 gün izin alarak 9 güne tamamlayıp uzun bir tatil yapabilirsiniz.
İşte bizim Orta Avrupa gezimiz de böyle bir bayram tatilinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı tatili ile birleştirilmesi sonucu oluşturulmuş bir gezidir. Toplam 10 gün süren gezimize Berlin’de yaşayan kuzenimizin yanına uğrayarak başladık ve Prag, Budapeşte’den geçerek en son Viyana’dan dönecek şekilde gezimizi tamamladık.


Planımız netleştikten sonra vizeye başvurmak için kalacak yer ve uçak bileti rezervasyonlarımızı da yaptık.
İlk giriş yapacağımız ülke Almanya olduğu için Almanya konsolosluğunun vize işlemlerini yapan şirkete başvurduk. Ve başvurumun 3.günü vize elimdeydi. En kısa sürede çıkan schengen vizem olarak kayıtlara geçti :-) 

Berlin’e vardığımızda akşamdı ve sokaklarda ışık festivali vardı. Binaların cepheleri çeşitli ışıklı görsellerle süsleniyordu. Bunu görünce yorgun olmamıza rağmen sokaklarda vakit geçirmeyi tercih ettik.
Berlin’de kuzenimde kaldık. Hem onunla vakit geçirmek hem de şehri gezmek istediğimizden vaktimiz sınırlıydı. Kendisi de kısa sürede Berlin’i en iyi şekilde gezelim diye bize 2 adet bisiklet ayarlamış. Berlin’i bisikletle gezmek yapılacak en iyi şeydi. Gündüzleri bisikletle şehri karış karış gezdik, akşamları da kuzenimin götürdüğü güzel mekanlarda (küçük İstanbul olarak bilinen Kreuzberg civarlarında) vakit geçirip, müzik dinledik.

Berlin’de gezdiğimiz birkaç yeri şu şekilde sıralayabilirim:
Brandenburger Tor (Kapısı), Pariser Platz, Unter den Linden caddesi, Alman Devlet kütüphanesi, Humbolt Üniversitesi, Kızıl belediye binası, Alexanderplatz, Tiergarten, Reichstag (halkından sır saklamayan yeni Alman devletini temsil eden hükümet merkezi), Schlossplatz, Sony center...

                                                      Yahudi soykırım anıtı

Brandenburger Tor

Kızıl belediye binası

Reichstag (Halkından sır saklamayan yeni Alman devletini temsil eden hükümet merkezi)
Berlinliler meclisin bahçesindeki çimlerde vakit geçiriyorlar, top oynuyorlar,bisiklete biniyorlar.
(Biz de meclisin bahçesinde oturmayı bırak kapının önüne yaklaştırmıyorlar.)

 Berlin duvarı kalıntıları
 Kreuzberg'den gece manzaraları

Doğu Berlin

Berlin duvarı üzerinde sokak sanatı-East Side Gallery




2 gün tabi ki Berlin’i gezmeye yetecek bir süre değil ama vakti olanlar Berlin’deki Teknik müzeyi ve birkaç müzeyi daha planlarına ekleyerek 1-2 gün daha Berlin’de kalma sürelerini uzatabilirler.


Berlin’den otobüs ile Prag’a geldik. Yolculuğumuz 5 saat sürdü. Çok rahat bir şekilde merkezdeki hostelimize yerleştik ve şehrin sokaklarına bıraktık kendimizi. Bayram tatili olduğu için Türkiyenin 4te 3ü pragdaydı =)

Hostelimiz Nerudova caddesindeydi ve ulaşımı çok rahattı. Her yere kolayca gidebildik. Önce kaleyi (Hradcany Kalesi) gezmeye karar verdik. Üst kısımlarda gezilecek yerleri bitirdikten sonra tepeden aşağıya doğru inip, Charles köprüsünü geçerek eskişehir meydanına ulaştık ve oraları gezdik.


Hradcany Kalesi, Franz kafka nın evinin bulunduğu Altın Sokak, Loreta meydanı, St Nicolas kilisesi, St Thomas kilisesi, Ulusal müzik müzesi, Mala Strana meydanı, Maltese meydanı, Belediye Binası, Charles Köprüsü, Smetana Tiyatrosu, Klementinum, St Vitus Katedrali, Letna park, Karlova meydanı Prag’da gezdiğimiz başlıca yerler olarak sıralanabilir.

Köprüler şehri Prag

Charles IV. Köprüsü

Prag katedrali


Petra Hill


John Lenon Duvarı

Letna Parkından Prag manzarası

Old town Hall

Eski Şehir merkezinde bulunan astronomik saat- Belli saatlerde (sanırım tam saatlerde ve buçuklardaydı) saatin üst kısmından çeşitli heykeller çıkıyor ve herkes bu gösteriyi izlemek için saatin önündeki meydanda toplanıyor.



Prag’dan Budapeşte’ye 7,5 saat süren bir otobüs yolculuğu ile geçtik.
Budapeşte çok güzel bir şehir bence. Geniş sokakları, güler yüzlü insanları ile en çok sevdiğim şehir oldu bu gezide. Ayrıca Budapeşte diğer Avrupa şehirlerine göre daha ucuz bir şehir.
Buda ve Peşte olarak Tuna nehrinin ayırdığı Budapeşte'yi gezmeye Kraliyet Sarayının olduğu Buda  bölgesinden başladık. Tepeye teleferik ile çıkmak yerine merdivenlerden çıktık. Çünkü hem teleferikte çok sıra oluyor hem de merdivenlerden çıkarken arada arkanıza bakarak manzaranın tadını çıkarıyorsunuz.
Buda'dan Manzara

Bu bölgede Macar Ulusal Galeriyi gezmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Yine bu bölgede Mathias kilisesi, Buda kalesi, Balıkçılar burcu, Loreta şapelini görebilirsiniz. Eski şehrin sıra sıra renkli evlerini bulunduran birbirine paralel sokaklarda yürümenizi mutlaka tavsiye ediyorum.

Peşte kısmı ise genelde lüks alışveriş dükkanlarının olduğu şık caddelerden oluşmaktadır. Burada Vörosmarti meydanı civarlarını gezerek keyfili vakit geçirebilirisniz.

Güzel sanatlar müzesinin bulunduğu Kahramanlar Meydanı, Opera, Parlamento Binası,  St. Stephan Bazilikası, Gellert Tepesi, Elizabeth köprüsü, Zincirli köprü, Margit adası de görülmesi gereken yerlerden birkaçıdır.
Vaktiniz varsa Tuna nehri gezisi de keyifli oluyor denemenizi tavsiye ederim.
 

Gül Baba türbesi-Buda işgali sırasında öldürülen Gül baba için yaptırılmıştır.
Rehber kitaplarda Müslümanların hac yeri olarak belirtilmiş =)

Fortuna (Utca) caddesi-Buda


Dünyanın en büyük kum saati


House of Terror Müzesi

Kahramanlar meydanı


St. Stephan Bazilikası

 Kraliyet Sarayı ve Macar Ulusal Galeriye giderken 


Teslis meydanı

Buda'da bir sokak müzisyeni

İşteee Budapeştenin meclis binası, dışardan gördüğümde katedral zannetmiştim. Tuna nehri gezisi sırasında meclis binasının çok güzel fotolarını çekebilirisniz.



Budapeşte’den son durağımız olan Viyana’ya geçtik. Yine otobüs yolculuğu yaptık ve yolculuğumuz bu sefer 3 saat sürdü.
Gezdiğimiz 3 Avrupa şehrinde hava sıcaklığı 15-16 oC derece olmasına rağmen Viyana’ya geldiğimizde kar yağıyordu. Son gün ise hava sıcaklığı -2 oC ye indi! Ama soğuk havaya rağmen Viyana’yı da baştan sona gezmeyi başardık. Çok üşüdüğümüzde de genellikle ziyaret ettiğimiz müzelerde ısındık.

Viyana'da önce Stephansdom (Katedral), Figarohaus (Mozartın evi), Peterskirche kilisesi, Altes Rathaus (Şehir meydanı) 'un bulunduğu bölgeyi gezdik.

Daha sonra ise; Hoffburg Sarayı, Belediye Sarayı, Antik Müze, Parlamento Binası, Teknik Üniversite, Kütüphane (Prunksaal), Burgtheater (Tiyatro binası), Staatsoper (Opera binası) ve müzeler bölgesi olarak bilinen yerleri gezdik.

Geniş caddeleri ve tarihi binaları ile Viyana büyülü bir yerdi.



Kelebek müzesi 

Üniversite binasına yakın bölgede bulunan Votiv Kililsesi ve Freud müzesi de Viyana'da görülebilecek yerlerdendir. 
Parlamento 
                                                                      Metro'da sanat =)

Viyana'da bi park

Buraları gezdikten sonra yine yürüyerek Belveder sarayı ve bahçelerine ulaştık. Bütün şehri yürüdüğümüz için soğuktan donduk ve Belveder sarayını dolaştıktan sonra Gustav Klimt'in sergisini gezdik.

Belveder Sarayı ve Bahçeleri 

Eğer gezmekten vakit kalırsa Prater parkı, Dönme Dolabı ve Teknik müzeyi de görmeden dönmemelisiniz.
Teknik müze 

Notlar:
* Çoğu kişi vize işlemleri ile uğraşmak istemediği için turlarla geziyor ya da planlarını kısa süreli yapıyor. Bence geziyi iyi planlayarak vizeyi kendiniz kolayca alabilir ve birçok ülkeyi görecek şekilde bir gezi yapabilirsiniz.
* Şehirlerarası geçişlerinizi önceden planlayarak ve http://www.eurolines.com/en/ sitesinden biletlerinizi erken alarak çok ucuza getirebilirsiniz. Biz Berlin-Prag otobüs biletini 5€’ya almıştık.
* Vakti olanlar için Viyana’dan Bratislava’ya geçmelerini önerilir.
* Kalacak yer rezervasyonlarımızı da booking.com sitesinden özellikle merkeze yakın olan yerleri seçerek yaptık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder